Ç
A - B - C - Ç - D - E - F - G - H - I - İ - K - L - M - N - O - Ö - P - R - S - Ş - T - U - Ü - V - Y - Z
Çabuk parlayan çabuk söner.
Çadırı yanmış çingene karısı gibi yaygara eder.
Çağırılan yere erinme; çağırılmayan yere görünme.
Çağırılmayan yere kedi ile köpek gider.
Çağırsalar da gitmesem, çağırmasalar da sitem etsem.
Çakalsız köy olmaz.
Çakar almaz, atar vurmaz.
Çalgı düğün evine yakışır.
Çalı çırpıyla ev yapılmaz harç ister.
Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez.
Çalı dibinde tavşan yuvası.
Çalı dibinde yuvası böyle götürür havası.
Çalı idi çırpı idi evim idi ya, ayı idi uyu idi kocam idi ya.
Çalı kuşu gibi daldan dala konar.
Çalıkuşu gibi bir yerde durmaz.
Çalım para etmez.
Çalımından geçilmiyor.
Çalının yırttığı çobanın dürttüğü.
Çalışmak ibadetin yarısı.
Çalışmakla her iş tamam olur.
Çalıyı tepesinden sürüme.
Çalma çırpma.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını.
Çalmadan oynar.
Çalmadan oynama, sabırlı ol.
Çam ağacından ağıt olmaz, el oğlundan oğul olmaz.
Çam devirdi.
Çamın kökü, yalancının sözü bitmez.
Çamsakızı çoban armağanı.
Çamura bastım, çalıya astım.
Çamura bat da kalıbını seyreyle.
Çamura yat da kalıbına bak.
Çamura batan arabayı koca öküz götürür.
Çamurdan çıkardı onu.
Çamura yattı, boyunun ölçüsünü aldı.
Çamurdan çıktı, batağa saplandı.
Çamuru karnında, çiçeği burnunda.
Çanağa ne doğrarsan kaşığına o çıkar.
Çanak tutmak.
Çanak yalayıcı.
Çanına ot tıktı.
Çantada keklik.
Çapağı alırken gözünü çıkardı.
Çapak silerken göz çıkarır.
Çapkın at boğazını kendi çıkarır.
Çaresiz derde Lokman neylesin ?
Çarığa bakma, yürüğe bak.
Çarşamba karısı alemin maskarası.
Çarşambanın gelişinden perşembe bellidir.
Çatal kazık yere çakılmaz.
Çattık belâya.
Çattık, teyellenmesi kaldı.
Çavdar unundan baklava olmaz.
Çay bin olur, çeşme bir.
Çay kenarında kuyu kazar.
Çay kuşu, çay taşıyla vurulur.
Çaya susuz götürür, susuz getirir.
Çaya varmadan, paçalarını sıvar.
Çayı geçinceye kadar keçiye Abdurrahman Çelebi derler.
Çayı görmeden paçaları sıvar.
Çaylağa sormuşlar: "Anasını koyup yavrusunu neye kaparsın ? Avazı kulağıma hoş gelir " demiş.
Çekidüzen vermek.
Çekirdekten yetişme.
Çekirge bir sıçrar iki sıçrar, üçüncüsünde ele geçer.
Çekirgeyi suya göndermişler yine çekirge getirmiş.
Çekişmeyince pekişmez.
Çektim yün, teptim keçe oldu, burdum külâh.
Çelik çomak mı oynuyor ?
Çelebi değiliz ya bugün de keçi eti yemeyiz.
Çenesi düşük.
Çenesi düşük kocakarı.
Çeneye kuvvet, keseye bereket.
Çengelde kokmuş etim yok ya.
Çengi ölüsü çalgı ile kalkar.
Çerçi kızı boncuğa aşıktır.
Çerden, çöpten.
Çerçöpten saray yapılmaz ya, olacağı kulübe.
Çeşmeye gitse kurutur.
Çeşmeye gidenin testisi kırılır.
Çeşm-i insaf gibi kâmile mizan olmaz, kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz.
Çevir kaz yanmasın.
Çıbandan korkan cibinliği beraber taşır.
Çıfıt çarşısı.
Çığlığı kırk köyün köpeğini başına toplar.
Çık çık eden nalçadır, iş bitiren akçadır.
Çıkacak kan damarda durmaz.
Çıkmadık candan ümit kesilmez.
Çıkmış dokuza, inmez sekize.
Çıngıraklı deve kaybolmaz.
Çıra dibine ışık salmaz.
Çıra dibine ziya vermez.
Çıra is vere vere yanar.
Çıra gibi yandı.
Çırak ustayı geçer.
Çiçeği burnunda.
Çiçek olan yerde bal da olur.
Çift basar, tek atlar.
Çift çubuk sahibi.
Çift edersen bağlanırsın, bağ edersen eğlenirsin.
Çiftçi yağmur ister, yolcu kurak.
Çiftçinin anbarı sabanın ucundadır.
A - B - C - Ç - D - E - F - G - H - I - İ - K - L - M - N - O - Ö - P - R - S - Ş - T - U - Ü - V - Y - Z
M.K.